Alacaklıyı Zarara Uğratma Suçunun Şartları
İcra İflas Kanununda ‘’Alacaklısını zarara sokmak kastıyla mevcudunu eksilten borçluların cezası” başlıklı 331. maddeye göre alacaklının borçluya yönelttiği haciz yolu ile takip talebinden sonra veya bu talepten önceki iki yıl içerisinde borçlu; Alacaklısını zarara sokmak maksadıyla,- Mallarını veya bunlardan bir kısmını mülkünden çıkararak,
- Telef ederek veya kıymetten düşürerek
- Hakiki surette yahut gizleyerek muvazaa(Hileli bir anlaşmadır, gizli veya açık şekilde yapılabilir, uygulamada sıklıkla karşılaşılmaktadır) yoluyla başkasının uhdesine geçirerek veya
- Asıl olmayan borçlar ikrar ederek mevcudunu suni surette eksiltirse,
Alacaklıyı zarara uğratma cezası nedir?
Modern günümüz hukukuna göre bir kişi yalnızca borcunu ödemediği gerekçesi ile suçlu sayılamaz. Fakat, borcun ödenmemesi için hileli yollara başvurulması durumlarında borçlunun cezai sorumluluğu gündeme gelecektir, hapis cezası öngörülmesi ve bu tür eylemlerin suç sayılması modern ceza hukukuna uygun düşmekte,güncel uygulamalarda yer bulmaktadır. Borçlunun yukarıdaki eylemlerinin suç sayılabilmesi için, ‘’Alacaklılarını zarara sokmak kastıyla(bilerek isteyerek),kötü niyetli olarak’’ hareket etmiş olması gerekir. Suçun oluşması için ‘’genel kast’’ yeterli görülmemiş ve sanığın ‘’Alacaklılarını zarara sokmak kastıyla’’ hareket etmiş olması(özel kast) aranmıştır yani kişi özellikle alacaklılardan mal kaçırma hedefiyle bu işlemi yapmış olmalıdır. Suçun maddi ve manevi unsurlarının da oluşması ile tipiklik unsuru şartı gerçekleşerek borçlunun cezai sorumluluğu gündeme gelecektir. Ticaret şirketlerinin alacaklıyı zarara uğratma sorumluluğu ise İİK’nun 333.maddesinde düzenlenmektedir. Madde özetle: Şirketin yetkilisi alacaklıları zarara uğratmak,onlardan mal kaçırmak kastıyla yaptığı işlemlerden sorumludur. Bu sorumluluk kişilerin şikayetine bağlıdır. Bu eylemlerin başka bir sorumluluk doğurmaması halinde borçlu altı aydan iki yıla kadar hapis ve beşbin güne kadar adli para cezası ile cezalandırılır. Sayılan suçların taksirle(kastetmemiş olma,isteyerek yapmama) işlendiği takdirde, alacaklının şikâyeti üzerine, fail hakkında zararın ağırlığına göre ikibin güne kadar adlî para cezasına hükmolunur.Alacaklıyı zarar uğratmak kastıyla mevcudunu eksiltmek
İcra İflas Kanununun 331.maddesine göre borçlu haciz yoluyla takip talebiyle veya bundan önceki iki yıl içerisinde ‘’alacaklısını zarara sokmak için’’ mallarını mülkiyetinden çıkardığı, telef ederek değerini azalttığı,gizleyerek ya da muvazaa yolu ile başkasına devrettiği, asıl olmayan borçlar ikrar ederek mevcudunu suni surette eksilttiği takdirde alacaklının durumu ispatı (Sözleşmeler hukukunun genel ilkelerine göre karine olarak ispat yükü alacaklıdadır. Bir borç ilişkisinde haksızlığın gündeme gelmesi sonucu bu haksızlığı ispat edecek taraf haksız fiil durumunun aksine alacaklıdır.) ile borçlu hakkında 6 aydan 3 yıla kadar hapis ve 1000 güne kadar adli para cezasına hükmolunur. Kanun kişiyi hürriyetinden yoksun bırakacak nitelikteki ceza(hapis cezası) ile para cezasına aynı anda hükmederek üstelik alt ve üst sınırları belirterek hakimin takdir yetkisinin sınırlarını daraltmıştır. Hakim bu sınırlar içinde belirtilen cezaya hükmedecektir.Alacaklıdan mal kaçırmak
Borçlunun alacaklıdan mal kaçırmasının sebebi muaccel(talep edilebilir) hale gelmiş borcunun alacaklısının tahsil amaçlı icra takibine geçmesi sonucu borçlu mülkiyetindeki malların haczini önlemek,borcunu ödemekten kaçınmak için cebri icra yoluyla mallarının haczinden önce mallarını kaçırmaya teşebbüs etmektir. İcra takip aşamasında borçlu malları üzerinde istediği gibi tasarrufta bulunabilmektedir. Alacaklılar bu aşamada borçlunun mülkiyetindeki mallar üzerinden alacaklarını temin edeceklerdir. Bu mevcut üzerinden alacaklarını temin edemedikleri halde alacaklılar, borçlunun gerçekleştirmiş olduğu tasarruf işlemlerinden zarar görülen kısım kadarını iptal ettirebilecek ya da önleyebileceklerdir. Bu işlem tasarrufun iptalı davası ile olur.Alacaklıdan mal kaçırma davasının zamanaşımı süresi
Alacaklıdan mal kaçırmada dava zamanaşım süresi sekiz yıldır (TCK. mad. 66/I-e). Bu süre TCK’nun 67. maddesinde öngörülen hallerde kesilir ya da durur. Bu bahsedilen haller :- Şüpheli veya sanıklardan birinin savcı huzurunda ifadesinin alınması veya sorguya çekilmesi,
- Şüpheli veya sanıklardan biri hakkında tutuklama kararının verilmesi,
- Suçla ilgili olarak iddianame düzenlenmesi,
- Sanıklardan bir kısmı hakkında da olsa, mahkûmiyet kararı verilmesi,